ANKARA (AA) Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, "Geçmişte bütün olumsuz koşullara rağmen canı pahasına egemenlik ve bağımsızlığını, hakkını ve hukukunu koruyan ülkemiz bugün de her geçen gün büyüyen ekonomisi, genç dinamik nüfusu, etkincaydırıcı ve saygın ordusuyla hak ve menfaatlerini korumakta çok daha azimlidir, kararlıdır." dedi.
Akar, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın da katıldığı Duatepe'de düzenlenen Sakarya Zaferi'nin 100. Yılı Kutlama Programı'nda, Milli Mücadele'nin en önemli merhalelerinden biri olan Sakarya Meydan Muharebesi’nde kazanılan zaferin yıl dönümünü kutlamanın gururunu yaşadıklarını belirtti.
Sakarya Meydan Muharebesi'ni Anadolu'nun kapılarını Türklere açan Malazgirt, Anadolu’nun Türk yurdu olduğunu kesinleştiren Miryokefalon gibi Anadolu’daki varlığı ebedi kılan önemli zaferlerden biri olduğunu ifade eden Akar, şunları söyledi:
"Kütahya ve Eskişehir muharebeleri sonrasında ortaya çıkan son derece hassas durum nedeniyle Sakarya savunması çok daha önemli hale gelmiş, kahraman ordumuz, düşmanı durdurma ve işgal altındaki vatan topraklarımızı geri almak için tarihi bir sorumluluk üstlenmiştir. Silah ve cephane bakımından son derece güç şartlar altında olan ordumuz, 100 kilometrelik geniş bir cephede 22 gün, 22 gece devam eden muharebelerde, çok sayıda subay dahil binlerce şehit ve yaralı vererek Yunan ordusunun ilerleyişini durdurmuş ve zafere giden yolun önünü açmıştır. Sakarya Meydan Muharebesi devam ederken Başkomutan Mustafa Kemal Paşa, 'Hattı müdafaa yoktur, sathı müdafaa vardır' ile başlayan emrini vererek Türk milletinin bağımsız yaşama azim ve iradesini ortaya koymuştur."
"Milli iradenin simgesi"
Sakarya Zaferi ile Milli Mücadele'nin kazanılacağına olan inancın pekiştiğini, milli birlik ve beraberliğin güçlendiğini belirten Akar, "Zafer sonrası, Yunan komuta heyeti değişmiş, uluslararası alanda Yunanistan’a verilen destek geri çekilmiş ve başta İngiltere olmak üzere İtilaf Devletleri tarafsızlıklarını ilan etmiştir. Tüm bu önemli sonuçları bakımından Sakarya, Türk vatanını işgal ve Türk milletini esarete mahkum etme planına karşı kaya gibi duran milli iradenin simgesidir." diye konuştu.
Sakarya Zaferi'ni, Anadolu'da macera arayanlara ve bütün işgalci kuvvetlere ve tüm dünyaya karşı verilmiş ibretlik bir ders olarak nitelendiren Akar, şunları kaydetti:
"Ecdadımızın vatanımızı, milli ve manevi değerlerimizi korumak için gösterdiği bu kahramanlık ve fedakarlık, sorumluluklarımızı yerine getirmede bizler için daima en büyük ilham kaynağı olmuştur. Sorumluluklarımızın bilinciyle TSK, zatıalilerinin direktifleri doğrultusunda Cumhuriyet tarihimizin en kapsamlı ve en yoğun mücadelesini vermekte ve faaliyetlerine yurt içinde ve sınır ötesinde etkin bir şekilde devam etmektedir. Türkiye Cumhuriyeti, Milli Mücadele ile kazanılan askeri zaferler ve sonrasında elde edilen diplomatik kazanımlar neticesinde kurulmuştur. Cumhuriyetimiz, birçok zorluk ve badire atlatmasına rağmen o günlerden bugünlere güçlenerek gelme başarısını göstermiştir."
"Dünyada söz sahibi olan etkin bir güç"
Cumhurbaşkanı Erdoğan liderliğinde Türkiye'nin uluslararası ilişkilerde özne haline geldiğini, etki ve ilgi alanının her geçen gün genişlediğini vurgulayan Akar, "Ülkemiz, küresel ve bölgesel gelişmeler karşısında proaktif davranarak bölgesinde ve dünyada söz sahibi olan etkin bir güce ulaşmıştır." dedi.
Türk Silahlı Kuvvetlerinin de sahip olduğu nitelikli personelinin yanı sıra Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın destek ve teşvikleriyle gelişen yerlimilli savunma sanayisinin sağladığı hafif silahlar, zırhlı araçlar, ÇNRA, Fırtına Obüsü, İHA/SİHA/TİHA, Atak helikopterleri, modern gemiler ve diğer silah, araç, gereç ve malzeme ile dünyanın sayılı ordularından biri haline geldiğini aktaran Akar, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Geçmişte bütün olumsuz koşullara rağmen canı pahasına egemenlik ve bağımsızlığını, hakkını ve hukukunu koruyan ülkemiz bugün de her geçen gün büyüyen ekonomisi, genç dinamik nüfusu, etkincaydırıcı ve saygın ordusuyla hak ve menfaatlerini korumakta çok daha azimlidir, kararlıdır. Hakkımızı ve hukukumuzu gaspa yönelik birtakım stratejiler izleyenlerin bunu aklından çıkarmaması gerekir. Herkes bilmelidir ki coğrafya ne kadar kaderse Türkiye de bu coğrafyanın kaderidir. Biz bu coğrafyada varız ve inşallah var olmaya devam edeceğiz. Bu vesileyle Sultan Alparslan'dan Gazi Mustafa Kemal Atatürk'e kadar bin yıldır bize vatan olan bu topraklarda bugünlere, bu seviyelere gelmemizde emeği geçen, katkı sağlayan bütün devlet büyüklerimizi ve komutanlarımızı minnet ve saygıyla anıyorum."