"Haberin İşçisi, İşçi Haber."
İstanbul
Şiddetli yağmur
13°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
34,4465 %0.3
36,3032 %0.16
3.137.945 %2.629
2.837,00 0,09
Ara
İşçi Haber Gündem Sanal şiddet uyarısı

Sanal şiddet uyarısı

Prof.Dr. Betül Ulukol siber zorbalığın etkileri hakkında konuştu. Ulukol, sanal şiddetin gerek psikolojik gerekse gelişimsel açıdan sonuçlarının ve etkilerinin çok daha yıkıcı olabileceğini belirtti.

Ankara Üniversitesi (AÜ) Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi ve Çocuk ve Bilgi Güvenliği Derneği Başkanı Prof. Dr. Betül Ulukol, siber zorbalığın son yıllarda arttığını söyleyerek, sanal şiddetin çok önemli bireysel ve toplumsal etkileri olduğunu bildirdi.

Ulukol, çocuklarda görülen siber zorbalığın çeşitlerini ve sonuçlarını  anlattı.

Siber zorbalığın bir şiddet şekli olduğunu ve şiddetin de kişiye zarar verecek her türlü güç ve iktidar kullanımı olduğunu belirten Ulukol, bu durumun özellikle çocukların gelişimini, büyümesini ve onurunu zedeleyebildiğini söyledi.

Ulukol, zorbalıkta şiddetin bir erişkinden ziyade çocukların kendi yaşıtları tarafından uygulandığını paylaşarak, zorbalığın gerçek hayatı etkileyecek şekilde sanal ortamdan da kaynaklanabileceğini dile getirdi.

"Kontrol Edemeyeceğiniz Bir Boyuta Ulaşabilir"

Sanal zorbalığın etkilerinin, gerçek hayattaki zorbalıktan çok daha fazla olabileceği uyarısında bulunan Ulukol, "Çünkü yayılması çok kolay. Gerçek hayatta daha sınırlı ve lokal kalabilen zorbalık, internet ya da sanal ortama geçtiği anda kontrol edemeyeceğiniz bir boyuta ulaşabilir." dedi.

Ulukol, sanal zorbalığın çok farklı şekillerde uygulanabileceğini söyleyerek, "Çocuğun bilgilerinin, görüntülerinin, arkadaş ilişkilerinin, ders notlarının, özel yaşamının servis edilmesi, çocuğun internet üzerinde yalnızlaştırılması, hakarete uğraması, iftira atılması, bir şeyleri yapmaya zorlanması. Bütün bunların hepsi aslında sanal zorbalık kapsamında." dedi.

Zorbalığın öncelikle duygusal ve ardından da fiziksel sonuçları olduğunu aktaran Ulukol, şunları söyledi:

"Duygusal hayat üzerinde yaşamın çok ileri dönemlerine kadar uzanan ciddi etkileri olabiliyor. Onuru ve kişiliği zedeleniyor, öz güvenini yitiriyor. Korkular yaşıyor, bu korkuları sınırlandıramıyor. Belki bu olaylar geçtikten sonra bile posttravmatik stres bozukluğu dediğimiz bunu zaman zaman tekrar tekrar yaşayarak o etkilenim devam ediyor."

Ulukol, sanal ortamda yapılan zorbalıkta gerçek hayattakinden farklı olarak failin çoğu zaman anonim kaldığına ve bunun da sanal zorbalığın yayılmasına yol açtığına dikkati çekerek, "Sanal zorbalığa uğrayanların bir kısmı, bir zaman sonra sanal zorbalığı uygulayan bireyler haline gelebiliyor." dedi.

Kovid19 salgını döneminde okulların kapanmasıyla çocukların ekran karşısında ve internette geçirdiği sürenin arttığına işaret eden Ulukol, buna paralel olarak çocukların internet kullanımının yeteri kadar denetlenemediğini anlattı.

Ulukol, internet kullanımı konusunda ebeveynlerin çocuklarla bir sözleşme yapması gerektiğine dikkati çekerek, çocuğa kullanım süresi ve ziyaret edilecek siteler konusunda sınırlamalar konulmasının iyi olacağı ve eğer internet kaynaklı bir olumsuzluk yaşarlarsa mutlaka ailelerine haberdar etmeleri için teşvik edilmeleri gerektiğini ifade etti.

Zorbalığa Uğrayan Çocuğun Verdiği İpuçları

"Sanal zorbalıkla ya da gerçek hayatta birinden bir şiddetle karşılaşan çocuğun bütün olağan dengesi bozulabilir. Sakin, iyi veya yumuşak huylu dediğimiz çocuklarda ya daha fazla içine kapanma, kendisini izole etme ya daha saldırgan tavırlar görebiliriz ya da böyle keyifli neşeli, aktif eğlenceli bir çocuğun, yine içine kapandığını veya saldırganlaştığını, tamamen kişiliğinden farklı bir tavra büründüğünü görebiliriz. Bunlar neyi gösterir? Bu, çocuğun başına bir şey geldiğini anlatabilir. Başına gelen bu şey, sanal ortamda mı oldu, gerçek hayatta mı oldu? Bu, biraz da işte o çocukla konuşmak, iletişime geçmek, onun derdini tasasını dinlemekle mümkün olabilir. Bir başka ipucu; çocuk bunu, 'arkadaşımın başına geldi', 'arkadaşım bana anlattı' diye anlatabilir. Dolayısıyla ailelerin ve öğretmenlerin böyle bir durum karşısında biraz uyanık olması lazım. Ayrıca çocuğun cep telefonu, tablet veya bilgisayarı aşırı kullanıyor olması ve bu kullanım sırasında da kaygılı tavırlar göstermesi, öfkelenmesi ve bu kullanımı olabildiğince aileden uzak bir yerlerde yapmaya çalışması da önemli bir ipucudur."

Ulukol, çocuğun zorbalığa uğradığının fark edilmesi halinde, ebeveynlerin çocuğa karşı suçlayıcı bir tavır takınmaması gerektiğinin altını çizerek, "Orada yapılması gereken çocuğa kendini yalnız hissettirmemek. Adı üzerinde çocuk. Korkabilir, kandırılabilir ya da bir şekilde yaptıklarının sonuçlarının ne olacağını tahmin bile edemeyebilir." değerlendirmesinde bulundu.

Sanal şiddet konusunda kurumlara da bazı roller düştüğünü söyleyen Ulukol, bunlardan ilkinin gereken tedbirleri alıp kullanıcıların internet deneyiminin güvenli bir ortamda gerçekleşmesini sağlamak, ikincisininse bir olay çıktığı andan itibaren en hızlı şekilde müdahale edip olayı sonlandırmaya çalışmak olduğunu bildirdi.

Ulukol, uygunsuz bir içeriğin kaldırılması ya da erişimin engellenmesi için Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumunun ihbar sitesi olan "https://www.ihbarweb.org.tr" adresine başvurulması gerektiğini de sözlerine ekledi.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *