EMADDER, 8 Eylül 1999 tarihinden sonra sigortalı olarak işe giren vatandaşlar Kademeli Emeklilik Sitemi’yle mağduriyetlerin önüne geçebilmek için kurulan bir kuruluştur. Aynı ülkeye katma değer sağlayan her çalışan için adil bir düzenleme yapılması için faaliyet göstermek amacıyla kurulan dernek, tüm mecralarda haklı davalarını anlatmaya, yasal ve hukuki çerçevede de mücadelenin içinde faaliyetlerini sürdürerek çok sayıda üye kazanıp bakanlıklar ve vekillerle görüşmelerine devam ediyor.
8 Eylül’den sonra işe girenlerle EYT’liler arasında 20 yıllık uçurum oluştuğunu dile getiren Emeklilikte Adalet Derneği (EMADDER) Başkanı Mihriban Uğurlu, SGK sistemine kademeli bir şekilde dahil edilmek istediklerini söyledi.
EYT yasasının yürürlüğe girmesiyle birlikte 8 Eylül 1999’tan girişi yapılan vatandaşlar SGK kapsamına alınamadı. EYT’den yararlanan ve emekli olamayan vatandaşlar arasında oluşan eşitsizliğin yarattığı mağduriyeti önlemek için mücadele veren EMADDER, Kademeli Emeklilik Sistemi’nin yürürlüğe girerek mağduriyetlerin giderilmesini talep ediyor.
Adalet talebi
Seslerini duyurmaya çalışan EMADDER üyeleri, söz konusu tarihten önce sigortasız işlerde, stajlarda, askerlik ya da eğitim sebebiyle emeklilikten yararlanamadıklarını, sigorta girişlerinin 8 Eylül 1999 sonrasına kaldığına dikkat çekiyor. EYT koşullarında emekli olmak istemediklerinin altını çizerek, kadınlarda 20, erkeklerde 17 yıl geç emeklilik uçurumunun kademeli bir şekilde giderilmesi ve adaletin sağlanmasını istiyor.
Prim çoğaldıkça mağduriyet artıyor
Aynı yaş ve fazla prim gününe sahip olmalarına rağmen emekli olamadıklarını dile getiren EMADDER Başkanı Mihriban Uğurlu, kararın anayasanın eşitlik ilkesiyle uyuşmadığını büyük bir adaletsizliğin oluştuğunu söyledi. Çalışma süresi uzun olan vatandaşların cezalandırıldığına işaret ederek, “Bir kesime hakları teslim edildi belki ama 8 Eylül’den sonra işe girenler için korkunç bir yaş uçurumu oluştu. Normalde EYT’li arkadaşlarımızla aynı yaşlardayız. Genelleme yapmak gerekirse çok daha fazla primimiz var. 8050 günüm 24 yıl hizmetim var. Kadınlara 38 yaşında emeklilik hakkı tanındı. Ama bana 58 yaşında emeklilik görünüyor. 16200 günle 17 yıl sonra emekli olacağım. Neredeyse onlardan 2 kat daha fazla prime sahip olmama rağmen yaşıtlarımla aramda 20 yıllık bir uçurum oluştu. Primin de avantajı yok. Prim çoğaldıkça maaşımız aşağı düşüyor. Çünkü aylık bağlama oranının en düşük olduğu seviyede 17 yılı geçirmiş olacağız. Bir tarafta 5975 günle insanları emekli ettiler. Bir taraftan da onlardan yaşça büyük 9-10 bin günü olanlara sen 17-20 yıl sonra emekli olacaksın dediler. Anayasanın eşitlik ilkesine aykırı bir durum oluşturdu. Aynı zamanda çok büyük bir adaletsizliği doğurdu. En başta vicdanlara sığmaz. Çok çalışan cezalandırıldı gibi bir durum söz konusu oldu.” dedi.
Taleplerini bir bir sıraladılar
Kademeli bir şekilde haklarını almak istediklerini ifade eden Başkan Uğurlu, taleplerine yönelik açıklamalarda bulundu. Erken emekliliği savunmadıklarının altını çizerek, “Bizler bunun daha hakkaniyetli, daha adaletli bir biçimde, kademeli bir şekilde yapılması gerektiğini savunuyoruz. EYT’nin bittiği yaş 43 ise, 9 Eylül 1999 sonrası girenler için bir düzenleme yapılması gerekiyor. 2000 girişliler 44, 2001 girişliler 45, 2002 girişlilerin 46 yaşında olacak şekilde kademeli şekilde emekli olmalı.” ifadelerini kullandı.
Sistem SGK’ya yük olmayacak
Kademeli Emeklilik Sistemi’nin yürürlüğe girmesinin SGK’ya yük olmayacağını vurgulayan Başkan Uğurlu, meydana gelen adaletsizlikle mücadele ettiklerine dikkat çekerek, “Sisteme bir kerede çok fazla çalışan yüklenmeden herkesin hakkının teslim edilmesini istiyoruz. 1999-2008 arasında 3,5-4 milyona yakın insan var.
Kademeli şekilde emekli ettiğiniz zaman ortalama her sene sisteme 350 bin kişi alınıyor. Böylece SGK’ya da yük olmuyor ya da SGK’nın ek bütçe oluşturmasına gerek kalmıyor. Biz kademeli bir şekilde haklarımızın teslim edilmesini istiyoruz. Çünkü EYT çıkmadan önce bizlerin bir kademesi vardı. 54-56-58 şeklinde gidiyorlardı. Ama onların kademesini kaldırıp bizi orada unuttular. Burada da bir adaletsizlik için çalışıyoruz” şeklinde konuştu.
Çalışma barışı zarar gördü
Yaratılan mağduriyetin çalışma barışını bozduğuna dikkat çeken Başkan Uğurlu, “EYT’liler ve EYT’sizler olarak insanlar bir savaş halinde. Bir tarafta aynı işi yapıyor, üstüne de devletten maaş alıyor. Sen de onunla aynı işi yapıyorsun ama sırf bir tarih yüzünden tek maaşla çalışıyorsun. Emekli olanların refah seviyesi, çocuklarına verdikleri eğitim seviyesi yükseldi. Çok ciddi bir ayrımcılık söz konusu. Bu da iş yerlerindeki çalışma barışını bozdu. Bazı iş yerleri EYT’lileri çıkardı. Ama çoğu özel sektör 4A’lıları çalıştırmaya devam ettirdi. Bu da bizim için ciddi sıkıntı oluşturdu. Çünkü kimse işe gitmek ve bu şekilde çalışmak istemiyor. Psikolojik olarak 9 Eylül 1999 sonrasını bitirdiler.” diye söyledi.
Kaynak: ÖZGE UĞULU / Yeni Bakış