Stajyer ve çırak olarak çalışanların yaşadıkları mağduriyetin çözümüne ilişkin ne iktidar kanadından ne de muhalefet kanadından ses çıkmadı. EYT düzenlemesinin Aralık ayında Meclis'e sunulacağını belirten Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Bilgin staj konusunda kapıları tamamen kapatmıştı.
Konuya ilişkin EYT Federasyonu Genel Başkanı Gönül Boran Özüpak 8 Eylül 1999 öncesi stajyer ve çırak olarak çalışanlarla ilgili “Bunlar bildiğimiz anlamda bir çalışan değil öğrencidir” ile “Yıpranma hakkı, doğum ve askerlik borçlanmaları olsa bile işe başlangıç tarihi geriye çekilemez” sözleri tartışma başlattı.
EYT’lilerin taleplerini Sol Gazete’den Aslı İnanmışık, Emeklilikte Yaşa Takılanlar (EYT) Federasyonu Yönetim Kurulu Başkanı Gönül Boran Özüpak‘la konuştu.
ARTIK ŞEFFAF OLUNMASI GEREKİYOR
Basına ve sosyal medyaya yansıyan bilgi kirliliğine işaret eden ve “herkesin EYT’yle ilgili yorum yaptığını” söyleyen Gönül Boran Özüpak, “Torba yasa deyip duruyorlar ya bizim kafamız da çorba yasa oldu. Şeffaf olunsun artık. Çalışma Bakanımızın detaylarla ilgili aslında ‘Aralık’a Meclis’e gelecek’ dışında net bir cümlesi yok” diyor.
"STAJ MAĞDURLARI ÇOCUK YAŞTA SİGORTASIZ ÇALIŞTIRILDI"
Özüpak, 99 öncesi stajyer ve çırak olarak çalışanlarla ilgiliyse “Çırak ve stajyerliği Bakan kabul etmiyor, onlar öğrenciydi diyor ama öğrenci gibi değildik ki herkes gibi çalıştık. 15-16 yaşlarındaydık. Çalışma hayatı insanlar meslek liselerindeyken devam etti. Ve bize çalıştığımız kurumla ilgili okulumuz numara verdi. Sigorta kartları verdiler. Müdürlerimiz bize ‘Çalışma hayatınız hayırlı olsun, bu numaralar sizin SSK başlangıç numaralarınız’ dedi. Onlar da kandırılmış demek ki. O yüzden biz bunun bir mağduriyet olduğuna inanıyoruz. Çünkü biz çocuk yaşta sigortasız çalıştırıldık” diyerek Bakan’ın açıklamasına tepki gösteriyor.
Özüpak şu ifadeleri kullandı;
“Öncelikle bir staj ve çıraklık mağduriyeti var denilmişti, ikinci hafta ‘ayrı bir konudur’ denildi. Bu bizim 4 buçuk milyon kişiyiz dediğimiz süreçte bu durum da bizim sayımıza dahil. Biz bunun mücadelesini veriyoruz. Sebebi de şu; çocuk yaşta meslek liselerinde çalışma hayatımız başladı. Bize mesleğinizi öğreneceksiniz denildi. 15-16 yaşlarında gidip 25-30’lu yaşlardaki büyüklerimiz gibi onların mesai saatiyle fiilen çalıştık. Nitekim sonraki yıllarda maalesef öğrendik ki sigorta başlangıcımız sayılmamış. Bu da ayrıca bir mağduriyet belirtmek istedim. Hem çocuk yaşta çalışılmaz deniliyor hem de çocuklar güvencesiz çalıştırılıyor.
Sonra yine Çalışma Bakanımız bazı açıklamalarında, ’99 öncesinde kadınlar 20 yıl 5 bin prim günü, erkeklerde 25 yıl 5 bin prim günüyle çalışanlar kayıtlı 1,5 milyon kişi emekli edilecek’ dedi. Buradaki kısası bizim 99 öncesindeki Anayasal hakkımız olan emeklilik hakkımız için oluşan şartları. Bu haliyle veriyorsa tastamam alıyoruz demektir. Ama bu 1,5 milyon hemen emekli olabilecek sayısı. O da 2022’nin Haziran ayındaki rakam. Biz çalışmamızda dedik ki hemen emekli olabilecek sayısı 750 bin ila 1 milyon arasında. Haziran’dan bu zamana bu sayı düşmüş de olabilir. Veriler tabi ki bakanlığın elinde. 11 milyon kişiyle başlandı emekli olanlar oldu 23 yıl içerisinde kalan yaklaşık 4 buçuk milyon civarında.
"BU MAĞDURİYET 23 YILDIR VAR"
Yıllardır bu mücadeleyi verdik. 23 yıldır bu mağduriyet var. 20 yıldır da bu iktidarla yönetiliyoruz. Yıllarca muhalefet partileri bize, ‘Evet Anayasal hakkınız elinizden alındı’ dedi. Şimdi geldik 2023 seçimlerine. Tüm siyasi partiler için çok önem arz ediyor. Ülkemizde her alanda mağduriyet yaşayan yurttaşlar için de önem arz ediyor. İktidar da bizim 15 Mayıs Maltepe mitingimizden iki gün evvel’ Biz bir çalışma başlattık’ dediler. Bu verdiğimiz mücadelede bir sonuca ulaşabilmek adına adım attığımızı düşünmemiz rağmen tereddütlerimizi ortaya çıkaran bir süreci de başlatmış oldu.
"ARTIK VAATLERLE BEKLEYEMEYİZ"
Sayımız 4,5 milyon diyoruz ya, bakan 1,5 milyon deyince geride kalan 3 milyon kişiyle ilgili herhangi bir netlik yok. 97’de işe giren erkekler ya 31.12.2022 itibarıyla 25 yılını dolduracak. Aynı şekilde 98’de girenler 2023’te, 99’da girenler de 2024’te. Peki 3 milyon kişinin içerisinde staj ve çıraklık mağduriyeti dahil 25 yılını tamamlayan arkadaşlarım da kesintisiz tastamam yaş haddine tabi olmadan 2024’te son kalan EYT’li arkadaşım dilekçesini verebilecek mi? Bunlarla ilgili açıklama yok.
Bir de şu belirsizlik var; ‘2023’te bu sorun çözümlenecek’ diyorlar. 2023’te 12 tane ay var. Ocak ayında resmen yasalaşacak mı yoksa bir 3600 örneğimiz var. 4,5 yıl evvel Cumhurbaşkanımız ‘Bu mağduriyeti ortadan kaldıracağız’ demişti. 2022 Haziranı’na kadar beklenildi. 6 ay sonra yani 01.01.2023’ten itibaren geçerli olacak. Biz artık bunları kaldırabilecek safhada değiliz. Vaatlerle bekleyebilecek bir topluluk da değiliz.
"MÜCADELEMİZ 3 BİN 500 LİRA İÇİN Mİ?"
Sayımız 4,5 milyon diyoruz ailelerimizle 15-20 milyonu buluyoruz. Bize açık olsunlar. Geride mağduriyeti devam edecek kimseyi bırakmasınlar. Seçimler ne kadar önemliyse, bizim için de önemli. Geçmiş olsun diyeceğiz.
Biz emeklilik hakkımız için mücadele veriyoruz değil mi? Mücadelemizi de sosyal yardım niteliğindeki bir maaş için veriyoruz artık. O da 3 bin lira yenice Temmuz ayında oldu. Geçim, açlık sıkıntısı 3 bin 500 lirayla sürecek. İktidara muhalefete soruyoruz, bunu reva gören 2008 yılında aylık bağlanma oranları şu anki iktidarımız tarafından yasalaştırılan bir mağduriyette hangi akla hizmetle siz asgari ücreti 5 bin 500 lira yaptınız emekli maaşın karşılığında alınteri döktüğümüz hizmet yılımızı emekli maaşını 3 bin 500 lirayı reva görüyorsunuz.
Bugün bir markete girince o parayla alışveriş yapmak isteseniz mutfağınızı dolduramazsınız. Temmuz’dan bu yana kaç ay geçti, yerinde duruyor mu herhangi bir şey? Ev kiraları en ücra köşelerde bile ne kadar olmuş? O nedenle biz bunların hesabını yapıyoruz, iktidara bu anlamda da sesleniyoruz. Çalışma Bakanı’na biz 2019 yılında Sosyal Politikalar Başkan Yardımcısı’yken sorduk. Çalışma Ekonomisi üzerinde öğretim görevlisi Çalışma Bakanı Vedat Bilgin bunları bilmeyecek kişi mi?
"DÜNYADA BUNUN ÖRNEĞİ YOK"
99’da giren için 2024 yılına kadar 5 bin 975 günü tamamla diyor yasa. Bu yasa asgari ücretle ya da biraz üzerinde brütle çalışıyor. Yapmış gününü 7 bin 500-8 bin, 9 bin. Her çalıştığı ay fazlası maaşı düşürülüyor. Dünyada bunun örneği yok. Fazla çalışan normalde mükafatlandırılır. Siz hem sistemde tutuyorsunuz yaş haddinden dolayı hem maaşınızın düşüklüğünü cezalandırıyorsunuz. Bu yasayı çıkaranlara sormak istiyoruz bu nasıl mantıklı gelebilir?
TOBB Başkanı Çalışma Bakanı’na mektup gönderiyor, öteki basına açıklama yapıyor. Kalifiye elemanımızı kaybedeceğiz diyor, kıdem tazminatının yükünü karşılayamayacağız diyor. EYT yeni bir sorun mu? Yıllarca gündem olduk. İşverenlere kalifiye eleman olduğumuz yeni akıllarına geldi, iş kaybıyla böyle bir tasa taşıyorlar? 45-50 yaşında kalifiye insanların işsiz kalıp kapı önüne konulduğuna, İŞKUR’a gittiğine şahidim. Kıdem tazminatı için de normalde bilançoda kaynak aktarılması lazım.
Bunların tümü Türkiye’nin gerçekleri. İşçi ve emekçinin alın teri üzerinden işverenlerin büyük bir çoğunluğu tarafından kaynak sağlamaya çalışan bir sistemin içine çekiliyoruz. Bu saatten sonra bizim alın terimiz üzerinden konuşup, bu topluluk üzerinden, ‘Biz kıdem tazminatını ödeyemeyeceğiz’ demesinler. Çözüm mü arıyorlar, biz çözümleri sunuyoruz. Avukatı var, hukukçusu var, danışmanı var.