DAMLA EROĞLU - ÖZEL HABER
İzmir Kemalpaşa’da otomotiv sektörüne motor contası üreten Temel Conta fabrikasında çalışan 25 işçi, işverenin sendikayı bir dayatma olarak görmesi üzerine grev kararı aldı. Sendikal hakları için mücadele eden işçiler, asgari ücret dayatmasına ve işverenin uzlaşmaz tavrına karşı direniyor.
temel conta grevi 137. gününde
Temel Conta işçileri, 2023 yılında Türkiye Petrol, Kimya, Lastik İşçileri Sendikası’nda (Petrol-İş) örgütlendi. Bakanlık tarafından verilen çoğunluk tespiti onayına işveren itiraz etti ve Ekim 2023’te hukuki süreç başladı. Mahkeme, 16 Ağustos 2024’te sendikanın yetkisini kesinleştirdi. Bu kararın ardından toplu iş sözleşmesi görüşmelerinin başlaması gerekiyordu. Ancak işveren, sendika ile masaya oturmayı reddetti. İşçiler, bu gelişme üzerine 10 Aralık 2024’te greve çıktı.
137 gündür grevde olan 25 işçi, işverenin uzlaşma yoluna gitmesini ve ağır çalışma koşullarının iyileştirilmesini talep ediyor. İşverenin sendikal örgütlenmeyi bir ''dayatma'' olarak gördüğünü söyleyen işçiler, sendikadan ayrılmaları için yapılan tüm baskılara rağmen kararlılıkla direnişlerini sürdürüyor. İşçiler, ''Sendikalı olmak anayasal hakkımız ve biz bu hakkımızdan vazgeçmeyeceğiz'' diyerek mücadelelerine devam edeceklerini vurguluyor.

KAYA: sendikadan ayrılanlara ödül vereceklerini söylediler
Petrol – İş Sendikası’na üye olduktan sonra işverenin çalışanlara olan tutumunda değişiklik olduğunu ve sendikalı oldukları 2 yıl boyunca zorlu iş koşullarında çalışmak zorunda kaldıklarını belirten 25 işçiden biri olan Sinem Kaya, ''Biz 10 Aralık 2024’te greve çıktık. Sendikaya ise bundan 2 yıl önce üye olduk. Sendikaya üye olduğumuzu öğrenen patronumuz direkt iş yerine geldi ve bize hakaretler etmeye başladı. Biz tezgâhlarımızın başındayken bu hakaretleri duyduk. Daha sonrasında ise bize daha fazla iş vermeye, mobbing yapmaya hatta tuvalet kapılarını kilitlemeye karar verdiler. İki yıl boyunca zorlu iş koşullarında çalıştık. Ve bu süre içinde bize her türlü baskıyı yaptılar. Sendikadan çıkmamız için e-Devlet şifrelerimizi istediler. Sendikadan ayrılana ödül vereceklerini söylediler. E-Devlet’ten sendika üyeliğimize son verdiğimize dair ekran görüntüsü istediler. Fakat biz sendikalı olmaktan vazgeçmedik ve tüm girişimlere rağmen üyeliğimize devam ettik'' açıklamasında bulundu.

KAYA: SENDİKA BİR DAYATMA DEĞİL, ANAYASAL HAKTIR
Daha iyi şartlarda ve hak ettikleri maaşlarda çalışmak için sendikalı olduklarını ve bu süreçte sendika yöneticilerinin desteğini hep arkalarında hissettiklerini belirten Kaya, ''Biz sendikaya üye olduktan sonra patron, sendikayı tanımayacağını bize söyledi. Sendikamızla herhangi bir uzlaşma olmayınca biz de grev yapma kararı aldık. Grev kararı aldığımızda da sendikamız bizim arkamızda durdu ve hep desteklediler. Onlara çok teşekkür ediyorum. Bizim Sendika üyelerimiz ve ara bulucular, karşı tarafla iletişim kurmaya çalıştılar fakat patronumuz hep aynı tavırla bize cevap verdi. Patronumuz, sendikayı bir dayatma olarak görüyor. Fakat bu, bizim anayasal hakkımız. Biz bu saatten sonra sendikalı olarak güvenceli bir işte çalışmak istiyoruz. Ve bunun için ne kadar direnmemiz gerekiyorsa sonuna kadar mücadele etmeye devam edeceğiz. 136 gün sonra bizimle, yani işçilerle iletişime geçtiler ve biz bu tavrımızı onlara ilettik. Sendika bir dayatma değil, tam tersine anayasal bir haktır. Düşük maaşlarla, iş güvenliğimiz olmadan zorlu iş koşullarında çalışıyoruz. Bu yüzden sendikaya üye olduk. Çünkü insancıl bir ortamda çalışmak ve haklarımızı sonuna kadar almak istiyoruz. Ama işveren, sendikalı işçilere hiçbir şekilde yanaşmıyor. buradaki en büyük gücümüz sendikamız oldu. Böylece biz grev kararı aldık. İnsancıl bir ortamda çalışmak ve haklarımızı sonuna kadar almak istiyoruz'' dedi.

TEMEL CONTA İŞÇİLERİ GREVLERİNDE KARARLI
Sendikalı olduktan sonra fabrika yönetiminin sert bir tavır almalarına rağmen sendika üyeliğinden çıkmadıklarını belirten Kaya ''Biz Temel Conta işçileri olarak içimizdeki o korkuyu kırdık ve grev kararı aldık. Patronlar çok zalim. Gerçekten çok zalimler ve bizim tek yapabileceğimiz şey birleşmek ve örgütlenmek. Biz bunun için elimizden geleni yaptık ve yine söylüyorum ki sendikalı olmak bizim hakkımız ve bu hakkımıza sonuna kadar sahip çıkacağız. Yasal hakkımızın bu şekilde linç edilmesini asla kabul etmiyoruz. Biz bugün burada sadece kendimiz için değil, geleceğimiz için mücadele ediyoruz. Yarın öbür gün burada çalışacak olan başkaları adına mücadele ediyoruz. Onların hakları için mücadele ediyoruz. Korkuyu bir kenara bırakıp kararlı ve emin adımlarla yürüdüğümüz zaman, biz işçiler gerçekten çok güçlüyüz'' ifadesinde bulundu.
