Yargıtay'dan mahkum durumunda bulunan işçilerle ilgili önemli bir karar geldi.
Taşeron bir firmada bir kamu kurumunda çalışan işçi, karıştığı bir suçtan ötürü hapis cezasına çarptırıldı. Cezaevine gönderilen işçi, işten de çıkarılma durumuyla karşı karşıya kaldı.
İşten çıkarılma durumundan ötürü ihbar ve kıdem tazminatı talebinde bulunan işçi, İş Mahkemesi'nin başvurdu.
ŞİRKET: "YÜZ KIZARTICI SUÇTAN ÖTÜRÜ KIDEM ÖDENMEDİ"
Konuyla ilgili dava açan işçi; iş sözleşmesinin kesinleşen cezasından ötürü feshedildiğini belirterek kıdem ve ihbar tazminatını işyerinden talep etti. Davalı durumunda olan şirket sahibi ise iş sözleşmesinin, davacının hırsızlık suçunu işlemesi nedeniyle mahkum olması ve cezaevine girmesinden kaynaklı olarak kıdem tazminatı ödenmeden feshedildiğini açıkladı.
Toplu İş Sözleşmesinin 56/6 maddesinde yüz kızartıcı bir suçtan hüküm giyen çalışanların iş sözleşmelerinin feshedileceğinin belirtildiğini öne sürerek davanın reddi talebinde bulundu.
MAHKEME DAVAYI REDDETTİ
Mahkeme, davanın reddi yönünde karar verdi. Karara karşı, şirketini dava eden işçi, istinafa başvurdu. Bölge Adliye Mahkemesi, itirazın reddi yönünden hüküm verdi. Davacı mahkum işçi bu sefer de kararı temyiz etmeyi tercih etti ve Yargıtay 9. Hukuk Dairesi benzer durumda olan pek çok işçi için emsal nitelikte bir karar aldı.
YARGITAY DEVREYE GİRDİ
Yargıtay kararında; işçinin sadece iş sözleşmesinin işveren tarafından 4857 sayılı İş Kanunu’nun ahlak ve iyi niyet kurallarına uymayan hallerin düzenlendiği 25/II maddesinde belirtilen sebeplerle feshedilmesi durumunda kıdem tazminatına hak kazanamayacağına işaret edildi.
İşverenin 4857 sayılı İş Kanunu’nun 25/I, 25/III ve 25/IV maddesindeki sebeplere dayalı olarak iş sözleşmesini sonlandırması halinde haklı bir sebep olsa bile kıdem tazminatı ödemesi gerektiği vurgulandı.
Uzun süren hukuk mücadelesi sonunda mahkum durumunda bulunan işçi kıdem tazminatına hak kazanmış oldu.