Medipol Mega Üniversite Hastanesi'nden yapılan açıklamada görüşlerine yer verilen Gülbanu Canbaloğlu, imsak ve iftar arasının yaklaşık 14 ila 15 saatlik bir açlık gerektirdiğini, günün verimli geçmesi adına yeterli ve dengeli bir sahurun önemli olduğunu vurguladı. Günün oruç tutulmayan bölümünde 2 ana öğün ve iki ara öğün yapılarak özellikle iftarda yüklü bir öğün tüketilmemesi gerektiğini aktaran Canbaloğlu, sahur öğününün ağır yemeklerden oluşmaması gerektiği uyarısını yaparak, "Gece metabolizma hızı düştüğü için kilo alma riski artar." görüşünü bildirdi.
ALTIN KURALLARA DİKKAT
Gülbanu Canbaloğlu, bağışıklık sistemini güçlendirmek için 2-2,5 litre su, C vitamini, omega 3, probiyotikler, D vitamini içeren besinler ile zencefil, zerdeçal gibi baharatların tüketilmesi gerektiğini belirterek, hızlı bir şekilde iftar yapmanın tansiyon, şeker yükselmeleri ve mide rahatsızlıklarına neden olabileceğini bildirdi. Gülbanu Canbaloğlu, beslenmede dikkat edilmesi gereken "altın" kuralları ise şöyle sıraladı:
"Yemeğinizi 45 dakikadan önce bitirmeyin"
"İftarın hızlı yenilmemesi gerekmektedir. Tokluk sinyali ortalama 20 dakikada beyne iletiliyor. Sağlıklı bir iftar için yemeğinizi 45 dakikadan önce bitirmeyin. Sahurda ağır yemeklerden kaçının. Çünkü gece metabolizma hızı düşer, kilo alma riski artar. Ramazan ayında mideyi rahatsız etmemek ve kalori fazlalığını önlemek için en doğru pişirme yöntemleri, ızgara, fırınlama, haşlama ve buğulamadır. Özellikle kızartmalardan, hamur işlerinden, aşırı şeker ve yağ içeren besinlerden uzak durmak, gece oluşabilecek hazımsızlıklara, mide yanmalarına ve kilo problemlerine karşı sizi koruyacaktır. İftarda boş mideyi birden doldurmak, tansiyon ve şeker dalgalanmaları ile mide ve barsak rahatsızlıklarına sebep olduğu için iftarla sahur arasına bir ara öğün eklemeyi alışkanlık haline getirmeliyiz."