İnebolu'ya bağlı Çaykıyı köyünde çiftçilikle uğraşan, aynı zamanda bakkal ve kahvehane işleten Yaşar Çalı (40), AA muhabirine, 11 Ağustos'taki sel günü, ahırdaki buzağılarının defalarca bağırması üzerine susuz kaldıklarını düşünerek evinden dışarıya çıktığını söyledi.
Buzağılarına su verdiğini, eşinin bu sırada kahvaltıya çağırdığını belirten Çalı, "Suya bakayım.' dedim. Su yatağında normal akıyordu. Bir anda gürültü patladı. Yıkılan çınar ağaçları bana işaret verdi. Yukarıdan ağaçlar göçmeye başlayınca, 'Büyük felaket geliyor.' diyerek çocuklara haykırdım. O anda önümdeki buzağıyı aldım. Hepsi 1 dakika içinde oldu. 2 buzağı alabildim." dedi.
Kendisi ve ailesi olarak 7 kişiyle dağa kaçtıklarını anlatan Çalı, "Yolları iki buzağı ile açtım. Ailemi 30 saat burada korudum. 4 çocuğum, eşim, yengem ve ben vardım. Can kaybımız yok ama mal varlığımın hepsi gitti. Arabamı götürdü. 12 büyükbaş hayvanım, 70 tavuğum, 70 kovan arım, kivi bahçem, ev gitti. Bakkalım, kahvem, hepsi gitti. Hiçbir şey kalmadı." diye konuştu. Çalı, felaketin ardından ailesiyle ablasının evine sığındıklarını dile getirdi.