BEYRUT (AA) Lübnan'ın başkenti Beyrut'ta 4 Ağustos 2020'de meydana gelen büyük patlamaya düğün fotoğraflarını çektirdiği sırada yakalanan Esra Seblani, "Beyrut Gelini" olarak anılmaktan rahatsız olduğunu belirterek, "İnsanların beni güzel bir şeyle anmalarını isterdim, kötü bir günle değil." dedi.
Akdeniz'in küçük ülkesi Lübnan, uzun yıllardır biriken kamu borcu ve siyasi istikrarsızlıkla boğuştuğu bir dönemde başkentindeki limanda 2013'ten beri tutulan 2 bin 750 tonluk amonyum nitratın infilak etmesiyle tarihi bir yara aldı.
Beyrut Limanı'nda yaklaşık 15 milyar dolarlık hasara yol açan facia, ardında 200'e yakın ölü ve 6 bin 500'ü aşkın yaralı bırakmasının yanı sıra ülkede doğrudan veya dolaylı bir milyon insanın hayatını etkiledi.
Beyrut patlaması arkasında binlerce hikaye bırakmış olsa da o sırada olay yerine birkaç yüz metre uzaklıktaki Sayfi Mahallesi'nin eski Beyrut'u andıran sokaklarında düğün fotoğrafları çektiren Esra Seblani isimli gelinin hikayesi, yerel ve uluslararası basının en büyük ilgi odağı haline geldi.
"O gün ömrümüz boyunca bize eşlik edecek"
Lübnanlı genç doktor Esra Seblani ve eşi Ahmed Sıbayh, bir yıl önce düğün fotoğraflarının çekimi sırasında ülkenin yaşadığı en korkunç patlamaya yakalandıkları Sayfi Mahallesi'nin sokaklarında AA muhabirine konuştu.
4 Ağustos'un ömürleri boyunca zihinlerinden silinmeyeceğini vurgulayan Esra Seblani, "O gün ömrümüz boyunca bize eşlik edecek. Bizler unutmaya çalışsak bile insanlar unutmamıza izin vermeyecektir. Dolayısıyla bu günü her gün anmaya devam ediyoruz." dedi.
Ahmed Sıbayh da Lübnanlıların da o günü zihinlerinden silemeyeceğinin altını çizerek, "O günü ne Beyrut ne de Lübnan halkı unutacak. O gün bizim düğün günümüz yani en mutlu anlarımızdı ancak hem bizim hem de tüm Lübnan için acı bir iz ve karanlığa dönüştü. O gün tabii ki unutulmayacaktır." ifadelerini kullandı.
"İnsanların beni güzel bir şeyle anmalarını isterdim, kötü bir günle değil"
Seblani, Beyrut Limanı'ndaki patlamaya gelinliğiyle yakalandığı anların dünyanın birçok ülkesinde ekranlara yansımasına ilişkin ise şunları söyledi:
"Hiç kimse meşhur olmaktan hoşnutsuzluk duymaz. Ama ben farklı bir yolla meşhur olmak isterdim. 'Beyrut Gelini' bana Lübnan'ın kara gününü hatırlatıyor. O günkü düğünüm telafi edilebilir ancak şehit düşenler, yaralananlar ne olacak, geride kalan yıkımların zararını kim, nasıl giderecek? Bu nedenle 'Beyrut Gelini' olarak anılmaktan rahatsız oluyorum. Çünkü insanların beni güzel bir şeyle anmalarını isterdim, kötü bir günle değil."
Dünya evine girmeye hazırlandıkları son saatlerde Beyrut sokaklarında gelinlik ve damatlıkla fotoğraf çektikleri sırada Beyrut'u sarsan patlamaya yakalanan Lübnanlı çiftten Sıbayh, facianın ardından Lübnan'a bakışlarına dair şunları kaydetti:
"Lübnan'a bakış açımızda bir değişiklik olmadı ama hayat çok daha zor oldu. Lübnan'a olan imanımız dolayısıyla bakış açımız değişmeyecek. Bu ülkede hayatının her gününde çile yaşayan ve daha iyi bir hayat için çabalayan vatandaşlar olduğumuz için ülkenin geleceğine umutla bakıyoruz. Umudumuz geride kalan veya hala yaşamakta olduğumuz bu zor günlerin yerine güzel günler gelmesidir."
Patlamadan sonra düğün yapmadıklarını da anlatan genç çiftten Sıbayh, "Düğün iptal oldu. Çünkü o dönemde geriye normal bir şey kalmamıştı." dedi.
"Gelecek günlerin Lübnan ve tüm dünya için daha güzel olmasını dileriz"
"Beyrut Gelini" olarak anılan Seblani, yaşanan korkunç patlamada kendileri ve çekim yapan ekipten hiç kimsenin yaralanmamasının da kendileri için büyük bir şans olduğuna dikkati çekti.
Seblani, "Gelecek günlerin Lübnan ve tüm dünya için daha güzel olmasını dileriz." ifadelerini kullandı.
Genç damat Sıbayh da ilerleyen günlerin Lübnan halkı için refah getirmesi ve mevcut krizlerden kurtulmaları temennisinde bulunarak, "Beyrut'un yeniden imar edilmesi, limanın inşası ve patlamayla ilgili gerçeğin ortaya çıkmasını diliyoruz. Ülkenin eskisi gibi hatta daha iyi olmasını temenni ediyoruz." diye konuştu.