BEYRUT (AA) MAHMUT GELDİ Lübnan'da 4 Ağustos 2020'de meydana gelen patlamada yıkılan tarihi evinin enkazından 17 saat sonra çıkartılan İsam Ata, yaşadıkları facianın üzerinden bir yıl geçmiş olmasına rağmen devletin, felç olan ayağı için geçirdiği ameliyatların masraflarını dahi karşılamadığını söyledi.
Orta Doğu'nun küçük ülkesi Lübnan'da bir yıl önce yaşanan felakette yaklaşık 200 kişi hayatını kaybetti, 1000'den fazlası engelli hale gelen 6 bin 500 kişi yaralandı. Patlama sonucu binlerce bina ve yüzlerce araç da kullanılamaz hale geldi.
Lübnanlı yetkililer patlama sonucu ortaya çıkan hasarı yaklaşık 15 milyar dolar olarak açıkladı.
Patlamanın meydana geldiği Beyrut Limanı'nın yanı başında olan ve büyük bir yıkıma maruz kalan Cımmeyze bölgesi sakinlerinden İsam Ata, 4 Ağustos felaketinde hasar gören veya tamamen yıkılan çok sayıdaki tarihi binalardan birinin sahibi.
Beyrut Limanı'ndaki patlamanın birinci yılı münasebetiyle AA muhabirine konuşan Ata, 4 Ağustos 2020'de enkaza dönüşen 1880'li yıllardan kalma tarihi Beyrut evlerinde kardeşini kaybettiğini ve kendisinin de 17 saat sonra kurtarılabildiğini anlattı.
Zemin katını lokanta, birinci ve ikinci katını konut olarak kullandıkları tarihi taş binada bulundukları sırada patlama seslerinin gelmeye başladığını dile getiren Ata, bunun üzerine kardeşini görmek için üst kata çıkmak istediğini ancak camların yüzüne doğru patlamaya başladığını belirtti.
Yüzünü korumaya çalıştığını ancak dakikalar sonra ayağının takıldığını fark ettiğini ve her taraftan da çığlık sesleri duyduğunu aktaran Ata, şunları kaydetti:
"Ne olduğunu anlamıyordum, binadakilerin tümü bağırıyordu. Yaklaşık 3 saat aradan sonra biri geldi ve bağırdığımı duydu. Kız kardeşimi araması için kendisine seslendim, kız kardeşim evde değildi. Daha sonra Lübnan Sivil Savunma Birimi, Filistin Sivil Savunma Birimi ve Lübnan ordusundan görevliler geldi."
Kendisini kurtaranların hepsine hala müteşekkir olduğunu söyleyen Ata, patlama sırasında evde kendisi ve kardeşinden başka evlerinde çalışan Etiyopyalı bir bayan ile Lübnanlı Şadi isimli bir arkadaşları olduğunu söyledi.
"Devlet destek vermedi"
Üst katta bulunan Etiyopyalı bayan ile Lübnanlı arkadaşlarının yaralı olarak kurtarıldıklarını anlatan Ata, "İlk başta ekipman olmadığı için arama kurtarma çalışmaları elle yapıldı. Yaklaşık 20 saat sonra gelen enkaz kaldırma makinesiyle Şadi ve (kardeşim) Abdo'yu kurtarma çalışmaları başladı. Bana anlattıklarına göre Abdo salon tarafındaydı, Şadi ile birlikte. Abdo vefat etti ve o anlarda her şeyimi kaybettim. Lübnan devleti yüzümüze bakmadı." diye konuştu.
Sivil toplum kuruluşlarının (STK) yeniden imarın dışında birtakım destekler sağladığını aktaran Ata, STK'ların bazılarından nakdi yardım aldıklarını, bazılarından uzun sürmüş olsa da ilaç alabildiklerini ve bazılarının ise taleplerini yanıtlamadığını anlattı.
Üzerinden bir yıl geçmesine rağmen enkazı kaldırılmayan evinin yeniden imar çalışmalarının hala başlamadığına da değinen Ata, şöyle devam etti:
"Evimizin yeniden imarı için şu ana kadar yardım edecek bir STK çıkmadı. Bizim ev, 1886'da inşa edilen tarihi bir yapıdır. Taştan inşa edilmişti. Şu ana kadar devlet başta olmak üzere yüzümüze bakan kimse olmadı. Patlamadan sonra ayağım felç kaldı. Devlet, patlamadan birkaç gün sonra ayağımdaki bir ameliyatın masrafı dışında hiçbir şeyi karşılamadı."
Hem kardeşini hem taş evini kaybetti
Beyrut'un tarihi yapılarından bir eser olan evlerinde küçüklüğünden kalan çok güzel hatıralar olduğunu dile getiren Ata, Beyrut'ta çok az insanın sahip olduğu tarihi taş evlerinde kardeşi Abdo'yu da kaybettiğini belirtti.
Bu denli büyük felaketin üzerinden bir yıl geçmesine rağmen Lübnanlıların hala mezhepçi siyasi liderlerin peşinde gidebildiğine şaşırdığını söyleyen Ata, "Tüm Lübnanlılara bir mesaj vermek istiyorum: Birlik olmalı ve yönetimi tümüyle değiştirmeliyiz. Hepimizin hayali olan Lübnan'a kavuşmak istiyorsak tüm yönetimi değiştirmeliyiz ve Lübnan için dürüstçe çalışacak insanlar getirmeliyiz. Bizleri kandıran değil, en azından haklarımızı bizlere sunacak birileri olmalı. Engelliler için 220 sayılı bir yasa var, birkaç yıldan beri masada bekletiliyor ve hala yürürlüğe konulmadı." ifadelerini kullandı.
Ata, yaşananlar karşısında teslim olmayacaklarını vurgulayarak, "Patlamanın sebebi nedir, arkasında kim var? Kimsenin bizimle dalga geçmesine izin vermeyeceğiz. Birilerinin dokunulmazlıkların arkasına gizlenmesine de izin vermeyeceğiz." dedi.
"40 yıldır değişen bir şey yok"
Lübnan'da 40 yıldır işlenen suçların hiçbirinde adaletin tecelli etmediğini savunan Ata, "Adalet istiyoruz. Bu ülkede 40 yıldır bir kez dahi adalet sağlanmadı. Vatandaşlara yönelik patlama oldu, gazetecilere yönelik patlama oldu ve bir kez dahi suçlunun kim olduğunu öğrenmedik, bir kez dahi adalet yerine getirilmedi." diye konuştu.
Mezhepsel liderlerin peşinden gitmek yerine hukuka bağlılığın savunulması gerektiğine vurgu yapan Ata, siyasi liderler yüzünden şu anda benzin almak için saatlerce kuyruklarda beklediklerini ve çalışanların aldıkları maaşların hiçbir değeri kalmadığını aktardı.
Ülkede yönetimi paylaşan siyasi grupların 40 yıldan beri değişmediğine dikkati çeken Ata, bunlar yerine hukuka saygı duyacak ve Anayasa'yı uygulayacak mezhepçi kimliği olmayan yeni isimlerin yönetime gelmesi gerektiğini söyledi.
Engelliler için fon oluşturulmalı
Patlamada sakatlanıp yaşamını engelli olarak devam ettirmek zorunda kalanlar için devletten bir fon talep edeceklerini belirten Ata, "En azından 4 Ağustos patlamasından önceki koşulları bizlere sağlasınlar. En azından tedavimizi üstlensinler, şu anda ameliyat olsam devlet hiçbir şeyi karşılamaz." diye konuştu.
Ata, kendilerini temsil edecek bir komite oluşturacakları bilgisini vererek, sözlerini şöyle tamamladı:
"Bugüne kadar maddi hasarımızı karşılayan hiçbir ödenek çıkmadı. Evleri veya dükkanları hasar gören birçok insana ordu üzerinden yardım ulaştı ancak bizlere hiçbir şey çıkmadı. Bu nedenle de Beyrut patlamasından dolayı engelli kalanlar için bir fon istiyoruz."