CHP İstanbul Milletvekili ve TBMM Dışişleri Komisyonu CHP Grup Sözcüsü Ünal Çeviköz, parti genel merkezinde düzenlediği basın toplantısında yaptığı konuşmada, 17 Ağustos 1999 depreminde hayatını kaybedenleri rahmetle andı, yakınlarını kaybedenlere de sabırlar diledi. Son birkaç gündür tüm dünyanın gündeminin Afganistan olduğunu dile getiren Çeviköz, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinin bile acil toplandığı bir süreçte iktidarın kabineyi toplamaya gerek görmediğini savundu.
Bir süredir Türkiye'nin Kabil Havalimanı'nın güvenliğini sağlamak üzere görev üstlenmesinden söz edildiğini aktaran Çeviköz, şöyle devam etti:
"Biz böyle bir göreve talip olunmaması gerektiğini, Afganistan'daki askeri görevin sona erdiğini, yeni ve niteliği değişen bir görev üstlenilecekse bunun için hukuki ve siyasi meşruiyetin artık kalmadığını sürekli dile getirdik. Dün tüm dünyanın izlediği görüntüler ne kadar haklı olduğumuzu gösterdi. Havalimanındaki kargaşada ilk belirlemelere göre 7 Afgan vatandaşı hayatını kaybetti. İyi ki böyle bir görevi üstlenememişiz, zira dünkü görüntüler Mehmetçik ile Afgan vatandaşlarının karşı karşıya geldiği bir durum olacaktı."
CHP olarak 600 askerin ayağına taş değmesine razı gelmeyeceklerini vurgulayan Çeviköz, gelişen koşulların artık böyle bir göreve gerek kalmadığını gösterdiğini dile getirdi.
Çeviköz, şunları söyledi:
"Onun için askerlerimizin en kısa zamanda, Taliban'ın verdiği mühlet de göz önüne alınacak olursa, 1 Eylül tarihine kadar mutlaka Afganistan'dan ayrılmaları gerekir. İleride koşullar ne olur bilemeyiz. Yeni bir Afgan hükümeti, silahlı kuvvetlerimizin herhangi bir eğitim, destek, yardım faaliyetinde bulunmasını isterse Mehmetçik nasıl olsa Afganistan'da herkes tarafından yeniden sevgiyle karşılanacaktır. Bugünkü kaos ortamında koşulları zorlamanın ve askerimizin güvenliğini tehlikeye atmanın hiçbir savunulacak tarafı yoktur."
"Türkiye, göçmen akınlarını durdurmak için kullanılacak bir havuz değildir"
Çeviköz, Afganistan konusunda Türkiye'yi yakından ilgilendiren bir diğer konunun da Afgan kökenli düzensiz göçmenlerin durumu olduğunu dile getirdi.
İktidar tarafından sınır güvenliği konusunda bir sıkıntı olmadığına ilişkin açıklamalar yapılsa da Türkiye'nin sınır güvenliğinin haziranda Brüksel'de verildiği anlaşılan sözlerle ihlal edildiğini ileri süren Çeviköz, sınırlardan kontrolsüz şekilde giren mültecilerin arasında Taliban üyelerinin uyuşturucu ticaretinden sorumlu unsurlarının da olduğunun, son zamanlarda sosyal medyada dikkati çeken konular arasında yer aldığını kaydetti.
Düzensiz göçmen meselesinin toplum içinde yabancı düşmanlığını körüklediğine işaret eden Çeviköz, şu açıklamalarda bulundu:
"Türkiye, göçmen akınlarını durdurmak için kullanılacak bir havuz değildir. Uluslararası göç, tüm ulusların ortak sorumluluk ve külfet paylaşımı ile göğüslemesi gereken bir süreçtir. İktidarın doğuda İran sınırımızda bazı önlemler aldığını görüyoruz. Demek ki 10 yıl önce baş gösteren ve Suriye'den kaynaklanan düzensiz göçten bazı dersler çıkarılmış. Demek ki açık kapı politikasının kapısızlık politikası olarak anlaşılmaması gerektiği anlaşılmış. Peki sadece sınırda güvenlik önlemi almak yeter mi? Bizim Afganistan ile ortak sınırımız yok, dolayısıyla Afganistan ile aramızda İran bir transit ülke konumunda. Uluslararası topluma, ülkemizin bu yükü daha fazla kaldıramayacağının anlatılması gerekiyor. Birleşmiş Milletler, Avrupa Birliği ve İran ile ortak bir göç stratejisi geliştirmenin zamanının geldiğinin altını bir defa daha çiziyorum."