ICYF Genel Merkezi'nde düzenlenen etkinliğe video konferansla bağlanan Gençlik ve Spor Bakanı Mehmet Muharrem Kasapoğlu, İslamofobi'nin dünyanın birçok ülkesinde siyasetçiler ve medya tarafından araçsallaştırıldığını, dünya barışına zarar verdiğini anlattı.
Kasapoğlu, bu çalışmaların sistematik şekilde özellikle son yıllarda arttığını belirterek, "İslamofobi İslam'ı terörle yan yana getirmeye çalışanların, farklı kültürlerin bir arada yaşamasını hazmedemeyenlerin, faşist söylemleri siyasi malzeme haline getirmeye çalışanların ana besin maddesidir. Bu mekanizmanın kimi zaman kendini en özgürlükçü, en demokrat addeden ülkelerde bile kullanıldığını görüyoruz. İslamofobinin yaygınlaşmasında medyanın işlevi tartışmasız bir gerçektir. Bu nedenle, en başta medya araçlarıyla üretilen dezenformasyonun karşısında durabilmeliyiz." ifadelerini kullandı.
Bakanlık olarak İslamofobiyle mücadele için çalıştıklarını belirten Kasapoğlu, gençlerin İslamofobiye karşı bilinçlenmesi için "farkındayız" gibi projelerin hayata geçirildiğini ve gençlik merkezleri, gençlik kampları gibi eğitim faaliyetlerinin de uzun yıllardır düzenlenmeye devam ettiğini söyledi.
Kasapoğlu düzenlenen eğitim kamplarında 7500'ün üzerinde sunum gerçekleştirdiklerini ve akademik çalışmaların artırılması için de gayret ettiklerini ifade ederek, şöyle konuştu:
"Hiç kuşku yok ki, İslamofobinin en olumsuz etkilediği kesimlerden birini gençler oluşturmaktadır. Müslüman gençlerin yaşadığı ayrımcılığı; eşitlik ve insan haklarına yönelik tavizsiz politikalarla aşabiliriz. Gençlerin, bu sorunların çözümünün en önemli parçası olduğunu asla unutmamalıyız. İnsanın en yüce değer olduğunu vurgulayan bir dine mensup olan bizler, insana değer vermekten, her türlü ayrımcılığın ve ötekileştirmenin karşısında durmaktan asla vazgeçmeyeceğiz."
"Azerbaycan olarak İslamofobiyle mücadele en ön sıralarda yer almaya devam edeceğiz"
Programa video konferans yoluyla katılan Azerbaycan Gençlik ve Spor Bakan Yardımcısı Farhad Hacıyev de Azerbaycan'ın İslamofobiyle mücadelede her zaman ön sıralarda yer aldığını ve bu konuda gerekli çalışmalara destek vereceklerini söyledi.
Gençlerin İslamofobiden en fazla etkilenen gruplardan olduğunu dile getiren Hacıyev, "İslamofobinin maalesef son yıllarda artmasına rağmen, yeni nesillerin öğrendiği bir gerçek var. Özellikle vatanlarından uzakta yaşayan Müslüman gençler bu mücadelede reaktif olmaktan ziyade aktif olmak gerektiğini düşünüyor. Uluslararası alanda Müslümanlar da İslam'la ilgili yanlış imajı düzeltmek için ve yeni bir görünüm kazandırmak için çalışıyor. Azerbaycan olarak İslamofobiyle mücadele en ön sıralarda yer almaya devam edeceğiz". değerlendirmesini yaptı.
Hacıyev, Azerbaycan'ın çok kültürlü yapısının bu anlamda örnek teşkil edeceğini belirterek, "Azerbaycan farklı dini ve milli grupları içinde barındıran ve farklılıklarıyla zengin bir ülke. Birlikte harmoni içinde yaşayabileceğimize inanıyoruz. Azerbaycan kültürlerarası diyalogda örnek bir ülke ve bu zenginliğin tanıtılmasında aktif rol oynayan bir ülke. Bu bakış açısını destekliyor, radikal fikirlerle mücadele ve birlikte yaşama arzusunun artması için çalışıyoruz." diye konuştu:
"Gençlerin refah seviyelerinin artırılması gerekir"
ICYF Başkanı Taha Ayhan da konuşmasında, İslamofobi dalgasıyla mücadele için barışçıl çözümlerle birlikte gençlerin kimlik sorunlarının çözülmesine yardımcı olup, refah seviyelerinin artırılması gerektiğini söyledi.
ICYF'nin gençliğin gerçek anlamda güçlendirmesi için çalışmalar yürüttüğünü dile getiren Ayhan, "Bu güçlenme onların yalnızda maddi koşullarının iyileştirilmesi değil aynı zamanda inanç, insan hakları, kimlikleri, refah gibi temel değerleri güçlendirerek yapılabilir. Bu süreçlerin tamamı uzun vadeli, sağlıklı ve etkili değişim için hayati öneme sahiptir. Bu anlamda ICYF 2020'de Avrupa'daki Müslümanların İslamofobi ile mücadelede yer alan veya bununla mücadele eden genç temsilcileri için 'İslamofobiye karşı dikkat' gibi çalışmalar organize etmiştir." ifadelerini kullandı.
Ayhan, "İslam İşbirliği Teşkilatı'na bağlı bir gençlik kurumu olarak ICYF dünyanın dört bir yanındaki Müslüman toplulukları desteklemek, kültürel ve dini kimliklerini korumak, insan haklarını ve temel özgürlükleri teşvik etmek ve korumak gibi en temel alanlarda birlikte çalışmaktadır." diye konuştu.
İİT Bağımsız Daimi İnsan Hakları Komisyonu Direktörü Saqlain Javed de, Müslümanlara karşı belirli kesimler tarafından sistematik, bireysel ve kolektif saldırılar olduğunu, İslamofobinin sadece Müslümanlarla ilgili bir problem olmadığını kaydederek, sözlerini şöyle tamamladı:
"İslamofobi aynı zamanda önemli bir insan hakları ihlali ve sosyal uyumu zedeleyen, birlikte yaşama fikrine karşı. Müslümanların diğer toplumlarla arasındaki bağı etkiliyor ve parçalamaya çalışıyor. İslamı anlamaktan ziyade İslam bazı aşırıcı fikirlerle aynı kategoride değerlendirilmeye çalışılıyor. Bizler bu anlamda eleştirel ve yapıcı tartışmalarla nefret suçlarını ortadan kalkması ve sosyal uyum için BM kanunlarının da tanımladığı insan hakları çerçevesinde çalışmalar yapıyoruz. Gençlerin pozitif enerjisinin toplumsal uyumun sağlanması için, Batıda ve Müslüman toplamlarda uyumun tanınması için medya alanında, İslamın imajının düzeltilmesi, bilgisizliğin ve korkuların ortadan kaldırılması için hep birlikte çalışmalıyız."