Düzce'de 108 kişinin yaşamını yitirdiği "asrın felaketi" olarak tanımlanan Marmara Depremi'nden sonra uygulanan konut iyileştirmeleri ve kat sınırlamasıyla kentin afetlere karşı hazırlıklı olması sağlanıyor.
Vali Cevdet Atay, AA muhabirine, 17 Ağustos 1999 Marmara Depremi'nin üzerinden uzun yıllar geçmiş olmasına rağmen acıların hala tazeliğini koruduğunu söyledi.
17 Ağustos'u "söylenecek çok söz, öğrenilmiş çok dersin olduğu bir tarih" olarak tanımlayan Vali Atay, "Bu deprem felaketi Düzce'de 108 canımızı alıp gitti. Yüzlerce bina ağır hasar aldı. Yaralılarımız, öksüzyetim kalan evlatlarımızla ülkemiz için büyük bir imtihan. Hatta devamında 12 Kasım'da yaşanan büyük depremle Düzce'de daha büyük yıkımlar yaşanmış ve Düzce bu süreçte küllerinden adeta yeniden doğmuştur." dedi.
Deprem sonrası birçok tedbirin alındığını aktaran Atay, "O dönemde devletin yardıma ihtiyaç duyulan yere ne kadar çabuk ulaşırsa kayıpların azalacağını gördük. Bugün ülkemizde yaşanan diğer afetlerde de bu organize yardım ağının olay yerine hemen intikal ettiğini ve insanımıza el uzattığını görüyoruz. Çok şükür devletimiz şu an çok güçlü ve bu tür konularda aksiyoner." diye konuştu.
Atay, deprem sonrası yapılan konut iyileştirmelerinin hem kentin çehresini değiştirdiğini hem de depreme dayanıklı konutlar inşa edildiğini vurgulayarak, "Düzce deprem gerçeğini kabullendi ve buna göre aksiyon alan yeni bir il haline geldi. İlimize deprem yaralarını sarmaları için devletimiz tarafından büyük teşvikler verilmiştir. Bunun da ötesinde halk deprem konusunda eğitilmiştir. İlimizde kriz yönetiminden risk yönetimine geçilmiştir. Kat sınırı getirilerek hem ilimizin çehresi değiştirilmiş hem de depreme karşı tedbir alınmıştır." ifadesini kullandı.
"Dikey mimariye son verdik"
Düzce Belediye Başkanı Faruk Özlü de deprem sonrası yaşanan kayıplardan ders alınarak şehirleşmede bazı sınırlama ve kurallar getirildiğini bildirdi.
Dayanıklı binalar üretmek için çok ciddi tedbirler alındığını vurgulayan Özlü, "Günümüzde Düzce'deki konutların yüzde 80'i yeni binalardır. Deprem sonrası şehirleşmede dikey mimariye son verdik. Bina yapımında kat sınırlaması getirdik ve zemin artı 4 kat binalara izin veriyoruz. Bu da deprem hassasiyetimizden kaynaklanmaktadır. Biliyorsunuz ki doğal afetler sadece depremlerden oluşmuyor. Günümüzde çok yakın tarihlerde yangınlar ve sellerle de afetler yaşıyoruz. Bunlardan da yeni dersler almak ve tedbirler almak zorundayız." şeklinde konuştu.