Aile baskısı zoruyla okula gönderilmeyen ve okuma yazmayı öğrenemeyen Ayşe Başoğlu 20 yaşında evlendirildi. Ardından 37 yaşındayken 9 çocuğuyla İstanbul'a geldikten sonra belli başlı nedenlerden ötürü eşinden boşandı. Zorlu yaşam mücadelesinde bir yandan yemekhane'de çalışarak 9 çocuğunu büyüten Başoğlu'nun okuma yazma öğrenme isteğiyse hiç dinmedi.
Tuzla Belediyesi Yaşlılar Merkezinde okuma yazma öğretildiğini öğrendiğinde hemen derslere başlayan Ayşe Başoğlu, 71 yaşında, 3 ayda okuma yazmayı öğrendi. Bununla da yetinmeyen Başoğlu, Kovid19 salgını döneminde, evinde bulduğu kasa defterine hayat hikayesini yazdı. Başoğlu'nun hayatını yazdığı kitap, Tuzla Belediyesi tarafından basılacak.
"Hem çalıştım hem çocuklarıma baktım"
Ayşe Başoğlu, AA muhabirinin sorularını yanıtlarken, eski eşinin kendisine ve çocuklarına sahip çıkmadığını söyledi.
Başoğlu, İstanbul'a geldiğinde kırık dökük bir evde oturduğunu anlatırken, "Çocuklarımı tek bir yer yatağının üzerinde yatırırdım. Bir çocuğum o evlerin birinde hasta oldu. Orada yaşam mücadelesi verdik. Bazen komşularımdan çay isterdim çocuklarıma içirmek için. Çocuklarımla bir hayat kurdum. Kimse bana 'İstanbul'da ne yapıyorsun, ne ediyorsun?' diye sormadı. 9 çocuğumun hepsiyle ben ilgilendim, hepsini ben yetiştirdim, evlendirdim. Hayatta hiç yılmadım. Hem çalıştım hem de çocuklarıma baktım. Hayatla tek başıma mücadele ettim." diye konuştu.
Dedesinin, kendisini okula göndermediğini dile getiren Başoğlu, okula giden komşu çocuklarını gördüğünde çok üzüldüğünü ve onları camdan ağlayarak izlediğini ifade etti.
Başoğlu, "'Keşke bir önlüğüm, bir yakalığım olsa' derdim. Okula gitmiyorum diye üzülürdüm. Biri kulağıma fısıldasa ben de kaçacağım okula. 'Elbiseyle okula gidiliyor.' deseydiler ben de kaçardım okula. Kimse bana demedi. O içime bir dert kaldı. O günden beri dua ettim 'Allah'ım bana yardım et, ölene kadar okumayı inşallah öğrenirim' diye." dedi.
Bir komşusunun vasıtasıyla Tuzla Belediyesi Yaşlılar Merkezine gittiğini ve orada okuma yazma dersleri almaya başladığını anlatan Başoğlu, şöyle devam etti:
"Günde 1 saat okuma yazma öğrenmek için ders aldım. 3 ayda okuma yazmayı öğrendim. Bu imkanı tanıyanlardan ve okuma yazmayı bana öğretenlerden Allah razı olsun. Sanki 15 yaşına geri döndüm, hiç büyümemişim, yeni büyüyorum gibi geldi bana. Okumayı yazmayı öğrendim, başardım. Ne mutlu bana 70 yaşında çocukluk hayalime ulaştım. Okuma öğrendikten sonra kafamdaki sıkıntılar hep gitti. Öyle bir mutlu, huzurlu oldum ki dünya benim oldu. Okuma yazmayı öğrenince okuma yazmanın ne kadar önemli olduğunu anladım. Ben hiçbir şey bilmiyormuşum, cahilmişim, bir şey bilmez biriymişim. Kur'anı Kerim'in Türkçesini okudum, çocuk romanları okudum. Onlar çok hoşuma gidiyor. Okuma yazma öğrenince çevremdekiler çok mutlu oldu. Çocuklarım bana 'Anne maşallah sana' diyor."
"İnsanların kitabımı okumasını, kitabımdan ders almasını istiyorum"
Ayşe Başoğlu, Kovid19 önlemleri kapsamında dışarı çıkamadığı dönemde, evde bulduğu çocuklardan kalan bir kasa defterine hayatını kaleme almaya başladığını dile getirdi.
Kitap yazmanın hep kendisi için hayal olduğunu belirten Başoğlu, "Bulduğum defter kalın bir defterdi. 'Bu benim hikayeme yeter' dedim. Sonra aklıma ne geldiyse, ne yaşadıysam, ne acılar çektiysem hepsini yazdım. Kitabım ansiklopedi gibi oldu. 1 senede hayatımı yazdım. Kitabımı Tuzla Belediye Başkanı Şadi Yazıcı da gördü, beraber okuduk ve beğendi. 'Bu yazdıkların kitap haline getirelim.' dedi. Başkanımız yazdığım kitabı basacak. Zor bir hayattan geldim. İnsanların kitabımı okumasını, kitabımdan ders almasını istiyorum." diye konuştu.
Başoğlu, İstanbul'a geldiğinde okuma yazma bilmediği için annesine mektup yazamadığını, bu durumun kendisini kahrettiğini ve çaresiz hissettirdiğini sözlerine ekledi.
"Öğrenmenin yaşı olmadığını ve ortaya eser bırakmanın ne kadar kıymetli olduğunu Ayşe Teyze'nin yazdıklarını kitaplaştırarak göstereceğiz"
Tuzla Belediye Başkanı Şadi Yazıcı da Tuzla Belediyesi Yaşlılar Merkezinde yaşlılar için birçok etkinlik düzenlendiğini ve yaşlıların merkezde akranlarıyla zaman geçirdiğini anlattı.
Merkezde bazen yaşlıların hayallerinin de gerçekleştirildiğini dile getiren Yazıcı, şunları kaydetti:
"Büyüklerimizin hayatlarında yapamadıkları bazı şeyler vardır. Buradaki büyüklerimizden Ayşe Teyzemizin çok büyük bir hayali varmış. Kendisiyle konuştuğumuzda 'Keşke küçükken bir siyah önlük, beyaz yakayla okula gidebilseydim.' dedi. Okula gitmek, okuma yazma öğrenme hayali varmış. Biz burada her işi yaptığımız gibi okuma yazma bilmeyen vatandaşlarımıza da destek oluyoruz. Ayşe Teyzemiz, hayali olan okuma yazmayı merkezimizde öğrendi. 3 ayda okuma yazmayı öğrenmeyle de kalmadı, kendi duygularını kitaba döktü. Biz Tuzla Belediyesi olarak editöryal çalışmayla yazdıklarının basımını yapacağız. Öğrenmenin yaşı olmadığını ve ortaya eser bırakmanın ne kadar kıymetli olduğunu Ayşe Teyze'nin yazdıklarını kitaplaştırarak göstereceğiz."
Yazıcı, Ayşe Başoğlu'nun kitabının gençlere motivasyon kaynağı olacağını belirtti.