Cumhurbaşkanlığı Dijital Dönüşüm Ofisi Başkanı Ali Taha Koç, Türkiye'nin İlk Ulusal Yapay Zeka Stratejisi'ne ilişkin, 2025'te yapay zeka alanının ülkenin Gayri Safi Yurt İçi Hasılasına yaptığı katkıyı yüzde 5'e yükseltmeyi hedeflediklerini bildirdi.
Cumhurbaşkanlığı Dijital Dönüşüm Ofisi Başkanlığı ile Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından hazırlanan, Türkiye'nin 5 yıllık dönemdeki yapay zeka çalışmalarına yön verecek ilk "Ulusal Yapay Zeka Stratejisi" Bilişim Vadisi'nde kamuoyuna tanıtıldı.
Koç, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank'ın katılımıyla düzenlenen toplantıda, yeni bir çağın eşiğine gelindiğini belirterek, yapay zekayla üretim süreçleri, meslekler, gündelik yaşam ve kurumsal yapıların yeni bir dönüşüm sürecine girdiğini söyledi.
"Artık geri dönüş yok. Geleceğe hep birlikte merhaba diyebiliriz." ifadesini kullanan Koç, her şeyin dijitalleştiği yeni bir dünyaya koşar adımlarla ilerlendiğini, eğitimden sağlığa, üretimden iklim sorunlarına birçok alanda kullanılan yapay zekanın, dünyayı kökünden dönüştürdüğünü anlattı.
Koç, bu dönüşümü yakalamanın yolunun, yapay zekayı her alanda daha verimli kullanabilmekten geçtiğine işaret ederek, "İşte bu noktada, geleneksel teknolojilerin dijital bir duvara çarptığı günümüzde, 'Müreffeh bir Türkiye için çevik ve sürdürülebilir yapay zeka ekosistemiyle küresel ölçekte değer üretmek' vizyonuyla 20212025 Ulusal Yapay Zeka Stratejimizi hazırladık." dedi.
11. Kalkınma Planı ve Cumhurbaşkanlığı Yıllık Programları doğrultusunda hazırladıkları stratejinin odağına, 3 temel yetkinlik alanını aldıklarını aktaran Koç, bunları kaliteli veri, ileri beceriler, teknik altyapı olarak sıraladı.
10 yıl içinde küresel büyümenin yüzde 14'ünü tek başına yapay zeka sağlayacak
Geçen yüzyılda, kazananı belirleyenin üretim gücü ve buradan elde edilen katma değer fakat bugün gücün belirleyicisinin sahip olunan veri ve bu veriden değer üretme kabiliyeti olduğuna dikkati çeken Koç, şöyle devam etti:
"Sayın Cumhurbaşkanımızın dediği gibi, 'Veri üretiminden güvenliğine, savunma, sağlık, eğitim, bilişim teknolojilerinden yapay zekaya kadar her alanda kendi ayaklarımız üzerinde durmak mecburiyetindeyiz.' Türkiye olarak, kaybedecek vaktimiz yok. Teknolojiyi takip eden değil, teknolojiye yön veren bir ülke olmalıyız. Bunu da özel sektörün dinamizmini, üniversitelerin bilimsel yaklaşımını ve sivil toplum kuruluşlarının kapsayıcı bakış açısını harmanlayarak başarabiliriz. Önümüzdeki 10 yıl içinde küresel büyümenin yüzde 14'ünü tek başına yapay zekanın sağlayacağı öngörülüyor. Dolayısıyla yapay zeka, ülkeler için bir tercih olmaktan öte kalkınmanın vazgeçilmezidir. Biz de teknolojiyi tüketen değil, üreten bir ülke olmak amacıyla 'Dijital Türkiye' ve 'Milli Teknoloji Hamlesi' vizyonlarımız doğrultusunda yoğun bir çalışmanın eseri olan Ulusal Yapay Zeka Stratejimizi tamamladık."
Stratejimiz keşfedici bir yaklaşıma sahip
Koç, stratejinin ana özelliğinin katılımcı ve kapsayıcı olması olduğunu, bu belgeyi hazırlarken kamu, üniversite, özel sektör ve STK'larla yoğun görüş alışverişinde bulunduklarını aktararak, ilgili tüm uluslararası organizasyonlardan ve farklı disiplinlerdeki uzmanların değerlendirmelerinden en verimli şekilde faydalandıklarını söyledi.
Kalkınma hedeflerinin temel taşlardan biri olacak bu dokümanın bir diğer özelliğinin üst düzey yapay zeka politika ve stratejileriyle eşgüdüm içerisinde hazırlanması olduğunu vurgulayan Koç, şunları kaydetti:
"Cumhurbaşkanlığı Bilim, Teknoloji ve Yenilik Politikaları Kurulunun hazırlamakta olduğu 'Yapay Zeka Teknoloji Yol Haritası da stratejimizin ana hatlarından oluşuyor. Sağlıklı bir yapay zeka ekosistemi geliştirmenin yolu; kaliteli verinin, teknik altyapının ve ileri becerilerin doğru kullanılmasından geçiyor. Bu da ancak kurumsal kapasiteyi, koordinasyonu ve iş birliğini öncelemekle mümkün oluyor. Buradan hareketle belgemizin odağına 'kurumsal yetkinlik', 'yönetişim' ve 'stratejik uyum' maddelerini aldık. Yapay zeka, deneyen, öğrenen ve kendisini sürekli olarak güncelleyen bir olgudur. Buradan hareketle stratejimizin temel özelliklerinden biri de keşfedici bir yaklaşıma sahip olmasıdır. Yapay zekanın sosyoekonomik getirileri, yeni küresel rekabet alanları doğurmuş, yapay zekanın küresel etki alanını genişletmiştir. Biz de yapay zekayı etkili ve verimli kullanarak küresel rekabet gücümüzü artırmak durumundayız. Nitekim 2025'te hedefimiz; yapay zeka alanının ülkemizin Gayri Safi Yurt İçi Hasılasına yaptığı katkıyı yüzde 5'e yükseltmektir."