Alevin kahramanları olarak tanımlanan İtfaiye çalışanları yangın sürecinde yaşadıkları zorlukları ve hislerini şu sözlerle ifade etti;
Vatandaşların maddi manevi desteğini, dualarını üzerlerinde hissettiklerini anlatan Akbaş, "Sorumluluğumuzun ne kadar büyük olduğunu anladık. Manavgat'ta verilen görevleri yerine getirdik. Kızıldağ bölgesi çok riskliydi, 270 haneli bir köydü, oraya konuşlandık. İlk andan beri her an milletimizle birlik ve beraberlik içinde tek yumruk olduğumuzu, devlet olduğumuzu görmüş olduk. Halkımızın dua ve destekleri, STK ve resmi kurumların da desteğiyle görevimizi yaptık." diye konuştu.
Bölgede mağdur halkla beraber olduklarını dile getiren Akbaş, şöyle devam etti:
"Arkadaşlarımızın ölümden dönme görüntüsünü dehşetle izledik. Onlar bile oradan nasıl çıktıklarını bilmiyorlar. Allah'ın yardımı, milletimizin duasıyla. Biz de orada ters rüzgara yakalandık, nasıl çıktığımızı bilmiyoruz. İnancımızı kaybetmedik, hiçbir zaman korku ve endişemiz olmadı. Bu aziz milletin desteğini gördükten sonra görevimizi tamamlayıp huzurlu şekilde evimize dönmek istedik. Devletimiz, bu aziz milletle sonsuza kadar var olacaktır. Tüm kurumlarımıza ve aziz milletimize teşekkür ediyoruz. Bizi hiç yalnız bırakmadılar, alışveriş yapmak istediğimizde, yardıma ihtiyacımız olduğumuzda imdadımıza koştular. Özellikle Antalya ve Muğla halkına da minnettarız."
Sakarya Büyükşehir Belediyesi İtfaiye Müdahale Şube Müdürü Hakan Yanak da Antalya ve Muğla'daki orman yangınlarını ilk günden beri takip ettiklerini söyledi.
Daha sonra 4 araç ve 9 personelle yangın bölgesine gittiklerini aktaran Yanak, "Ekiplerimiz, orada bulunan diğer ekiplerle bölgedeki yangınlara cansiparane şekilde yangınlara müdahale etti." dedi.