Staj ve çıraklık dönemlerinde çalışan bireyler, genellikle düşük ücretlerle çalışmakta ve sosyal güvenlik primleri ödememektedir. Bu durum, ilerleyen yıllarda emeklilik sürecinde hak kaybına neden olabilmektedir. Çünkü emeklilik için gerekli olan prim gün sayısını tamamlamakta zorlanan staj ve çıraklık mağdurları, emeklilik döneminde maddi güvenceden yoksun kalma riskiyle karşı karşıya kalabilirler. Bu nedenle, staj ve çıraklık dönemlerindeki çalışmaların sosyal güvenlik haklarına yansıtılması, adil bir yaklaşımı gerektiren bir konudur.
Staj ve çıraklık mağdurlarının emekli olmak isteği
Staj ve çıraklık mağdurlarının emekli olmak isteği, gelecek güvencesi arayışının bir sonucudur. Bu bireyler, mesleki eğitimlerini tamamlamış olmalarına rağmen emeklilik döneminde maddi olarak mağdur olmamak için çaba sarf etmektedirler. Emeklilik, çalışanların uzun yıllar boyunca emek verdikleri ve katkı sağladıkları bir dönemdir. Dolayısıyla, staj ve çıraklık dönemlerindeki çalışmaların emeklilik sürecine katkıda bulunması, gelecek güvencesi açısından önemlidir.
Staj ve çıraklık mağdurlarının emekli olabilme talepleri, hakkaniyet ilkesine uygun bir şekilde değerlendirilmelidir. Bu noktada, sosyal güvenlik sistemimizin gözden geçirilmesi ve staj ve çıraklık dönemlerindeki çalışmaların prim günü olarak değerlendirilmesi gibi adımlar atılabilir. Örneğin, staj ve çıraklık dönemlerindeki çalışmaların sosyal güvenlik primlerine dahil edilmesi veya bu dönemlerde çalışanların gönüllü olarak prim ödeyebilmeleri gibi çözümler düşünülebilir.
Staj ve çıraklık mağdurlarının emekli olmak isteği, sosyal güvenlik sisteminin adalet ve gelecek güvencesi ilkesiyle uyumlu hale getirilmesi gerekliliğini ortaya koymaktadır. Bu konuda yapılacak düzenlemeler, staj ve çıraklık dönemlerinde çalışan bireylerin emeklilik sürecinde maddi güvenceye sahip olmalarını sağlayacak ve onlara adil bir gelecek sunacaktır.