4447 sayılı kanunun geriye işletilmesiyle kazanılmış haklarını kaybeden “Emeklilikte Yaşa Takılanlar” sosyal medya üzerinden 2012 yılında gruplaşmaya başlamıştı. Denemedikleri yol, başvurmadıkları yöntem kalmadı.

Medyadan takip edebildiğim kadarıyla EYT’liler, 2012 yılında Ankara’da toplu eylem yaptılar. Pankartlarında “Maç devam ederken kural değiştirilmez”, Hükümet artık duy sesimizi! Prim ve sene dolalı yıllar oldu. Emeklilik gerçekti hayal oldu. İş Yok sağlık yok emekliliğe daha çok” diye yazıyordu. Dönemin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik ile de görüştüler.

Bir EYT’li komisyonda oturduğu masanın önüne yapıştırdığı A4’ü bakan beye gösteriyordu:

Siz Hiç Aç Kaldınız mı?”

Sayın Bakan görüşmede bir çözüm yolu bulunacağını ifade ediyor, konuyu çözüme kavuşturmak için çalışmaların tamamlanması talimatını verdiğini söylüyordu.

Aynı bakan, 2013 yılında konuk olduğu bir TV programında enkazı 1999 yılının koalisyon hükümetinin üzerine atıyor, bu sorunun Türkiye’nin dengesini bozacağını ifade ediyordu. Hem haksızlığı kabul ediyor hem de çözüme yönelik bir icrai adım atmıyordu.

EYT’liler bu açıklamalardan sonra yine durmadı. 2013’te Kadıköy’de daha geniş katılımlı bir protesto da bir araya geliyor medyanın ve siyasilerin dikkatini çekmeye çalışıyorlardı.

Yine 2013’te Bakırköy Ruh ve sinir hastalıkları hastanesi önünde toplanan EYT’liler “Çıldırmaya az kaldı” diyecek ve taleplerini bir kez daha iletecekti.

İzmir’de Konak Meydanına bir koyun getirildi bu defa. EYT’liler “Biz koyun muyuz?” diyerek hükümete mesaj verdi.

Çalışma Bakanlığının önüne siyah çelenk mi koyulmadı? Bir grup EYT’li Kadıköy’de kendilerini mi zincirlemedi? Anıtkabir’de on binlerce kişinin katılımıyla “Ataya şikâyet” mi edilmedi?

Oturma eylemleri, manifestolar, basın açıklamaları, hasthag çalışmaları ne yaptıysalar bir türlü mağduriyetleri giderilmedi.

En son 1 milyon EYT’li Maltepe Miting alanında dev bir miting yapma kararı aldı. Bu defa valilik işlemleri uzadı ve izinler geç geldi. Alan doldurulamaz dendi.

Ancak Türkiye’nin her bölgesinden 1 milyon EYT’li birçok siyasi partinin yapamayacağı büyüklükte bir miting gerçekleştirdi.

İŞÇİ HABER sabahın erken saatlerinden itibaren alandaydı. Medyanın ilgisi zayıf, yıllarca bu ülke için prim ödemiş, alın teri dökmüş insanlar bizi her gördüğünde “TRT’den mi geldiniz?” Diye soruyor, ödedikleri vergilerle hayatını devam ettiren TRT’nin bir milyon insanı görmezden gelmeyeceğini ümit ediyorlardı.

Keşke onlara evet TRT’den geliyorum diyebilseydim. Varsın bu sorun hiç çözülmesin. Ancak 20 yıl 30 yıl kazandıkları helal paradan TRT’ye katkı payı ödeyen insanların “yalnız bırakıldıklarını” düşünmesine izin vermemiş olurdum.

Konuşabildiğimiz kadar çok insanla konuşmaya çalıştık. EYT dernek Başkanı Gönül Boran ile bir röportaj gerçekleştirdik. O gün o da gururluydu. Gözleri dolarak, bütün masrafları ceplerinden karşılayıp yüzlerce km öteden gelen yol arkadaşlarına baktı. “Mağduriyetimiz çözülene kadar mücadeleye devam edeceğiz” dedi. Dernek başkan yardımcı Mustafa Avcı “Bu alanda her siyasi partiden insan var. Burada bir Türkiye Mozaiği var. Hepimizin sıkıntısı, derdi, isteği aynı. Haklarımızı geri istiyoruz.” Derken herhangi bir siyasi parti ile birlikte olmadıklarını beyan etmiş oldu.

EYT son yılların en örgütlü, en büyük, en renkli, en azimli hak arama mücadelesi olarak hafızalarımıza kazınmış oldu.

Maltepe’de Anadolu’nun emektar evlatları vardı.

Ve o alandan medyaya da bir mesaj verildi:

Maltepe’de toplanan 1 milyon insanı görmeyen, haber yapmayan medyanın Türkiye’nin geleceğinde yeri olmayacaktır.”

Bir kıyas yapmak için söylemiyorum ancak 3 milyon Suriyeliye bakan 35 milyar dolar para harcayan devletimiz inanıyorum ki bu sorunu da çözer ve seçim öncesi yıllardır mücadele veren insanlara bahar müjdesi verir!

 

Not: 10 Yıldır EYT mücadelesine bütün gücüyle destek veren gazeteci-yazar Ali Tezel o gün Anadolu'nun emektar evlatlarını desteklemek üzere alandaydı. Alana girdiği andan itibaren sevgi seliyle karşılanması, insanımızda bıraktığı "hoş sedanın" bir kanıtydı. Ali Tezel, başından beri EYT'nin bütçeye yük getirmeyeceğini söylemiş ve o gün kendisiyle yaptığımız röportajda da şu cümlelerle meselenin aslını ortaya koymuştu: "Burada asıl mesele şu; parayı kime ve nereye vereceğiniz? Siz hükümet olarak parayı faize mi rantiyeye mi vereceksiniz yoksa emekçilere mi? mağdurlara, ihtiyaç sahiplerine mi vereceksiniz yoksa sermaye sahiplerine mi? işte bütün mesele burada düğümleniyor!" 

EYT denilince Ali Tezel'e de selam durmak ve onun değerli katkılarını anmak boynumuzun borcu. 

İyi Varsın Ali ağabey! 

(H.K)