Ünlü ve sıra dışı tarihçi Kadir Mısıroğlu’nun vefatı nedeniyle “Ramazan bereketiyle geldi” diye 86 yaşındaki bir adamı sosyal medyada tahkir eden CHP seçmeni, akşam saatlerine doğru YSK tarafından atılan iftar topuyla oruç açtı! Bu, aynı zamanda Türk siyasetinde göğe merdiven dayayan laçkalığı esas duruşa geçiren bir nizam topu idi.

İşin hukuki yönünü anlatmaya gerek yok. Zira bu konuda kimsenin kimseyi ikna edebilmesi mümkün değildir. Ancak bu sonucun Türk siyasetini uzun yıllar etkileyeceği ise oldukça açık bir gerçekliktir. İyi mi olmuştur kötü mü olmuştur bilmiyoruz. Bunu zaman gösterecek. Ama meselenin Ak Parti, CHP ve diğer siyasal aktörlerin liderliklerini de derinden etkileyip en sonunda nihayete erdireceği bir döneme girmiş bulunuyoruz.

Şöyle ki, Ekrem İmamoğlu, CHP’ye ve tabanına, Kemal Kılıçtaroğlu’nun ilk zamanlardaki heyecan dalgasına eş, ama sonuç alma açısından onu aşan bir trend yakalatmıştır. Önümüzdeki süreçte CHP liderliğine veya CHP’nin Cumhurbaşkanı adaylığına Ekrem İmamoğlu gelecek ve bu alanda ciddi bir dinamizm sergileyecektir. Bu yönüyle İmamoğlu Türk siyasetinin yükselen yıldızı olmaya adaydır.

Meselenin Ak Parti ayağında ise YSK kararına dönük sevinç eğer sandıkta realize edilerek karşılık bulmaz ve sandıkta bir kez daha yenilinirse Ak Parti için çok ciddi sıkıntıların başlangıcı olacaktır. Tabi Ak Parti liderliğinin de… 

Eski usul seçim çalışmalarına boğulan ve ilk çıkış mottosu “yenilikçilik” olan AK Parti, yenile yenile yenmenin formülünü bulan CHP karşısında tam olarak ne yapması ve nasıl yapması gerektiğini bilmiyor. Başıboş bir heyecan dalgası var ama reorganize bir hal bundan daha aşkın gözlemleniyor. 

İşte buradan uyarıyorum… Eğer Ak Parti, kendi karşısında yeni bir söylemle arzı endam eden muhalefeti küçümsemeye devam ederse bunun faturası hem Ak Parti’ye hem de ülkemize çok ağır olacaktır. Hem manen hem madden!

90’lardan kalma ve adet yerini bulsun tarzı klişeleşmiş çalışmaların Ak Parti’yi taşıyacağı her hangi bir yer kalmamıştır artık. Efsaneleşen Ak Parti teşkilatçılığı şark popülizmine kurban edilerek koflaştırılmış ve içi boşaltılmış, kocaman gövdesini ödem kaplamış bir fil gibi çözüme dönük hareketler sergilemekten acizdir. Ama bunun için eğer biri suçlanacaksa bu en son teşkilattır. Asıl müsebbipler daha merkezde ve daha yukarılardadırlar.

Ak Parti belediyeciliğinde ise hizmet olarak avare kasnak çevirme handikapına kapılmışken bu belediyelerin kendi personellerine dönük insan kaynakları politikası ise hepten yerle yeksan olup çökmüştür. Personelini ezen, hor gören ve onları sayılara indirgeyen şımarık belediye bürokratları, bu manada Ak Partinin en büyük baş belası olarak, belediye personellerinin Ak Parti ile olan gönül bağlarını zayıflatmıştır.

Acı gerçek budur.

Tüm bunlar üzerine toplumda oluşan kitlesel EYT taleplerine de posta koyunca Ak Parti kendi kurumsal geleceğini de, gönül harmanlarını da komple tehlikeye atarak kurutmuştur. “Ağalık vermekle olur” düsturu üzerinden kendisine uzanan talepkar ellerin derdini çözmek yerine onları azarlamak da değişik bir şey olsa gerek.

Demem o ki, CHP kendisini vereceğini vadettiği “verme” pozitif algısı üzerinden algılatırken, Ak Parti ise “vermeme” negatif algısı ile yüzleşmek zorunda kalmaktadır. Ve vatandaş artık vermezsen verme noktasına gelmiştir.

Bir AK Partili olarak söylüyorum ki durum maalesef böyledir. Kabul eden eder etmeyen sandık suratına çarpınca kabul eder. Binali Yıldırım gibi İstanbul tarihinin en iyi belediye başkan adayı ile kaybetmekte varmış kaderde. Umarım ikincisi olmaz bunun.

Bir zamanların ceberrut 28 Şubat statükosunun mağdurları, 17 yılda mağdurların statükosunu inşa ederek yeni mağdurlar yaratma yoluna gitmemelidir.

Yenilenecek seçimlerin kesin dinamiği şu olacaktır bence. Kaybetmek istemeyenler değil kazanmak isteyenler kazanacaktır ve Ak Parti’nin en önce buna çözüm bulması gerekmektedir. İlçe Seçim Kurullarında oy çuvallarının üzerinde yatan vekiller CHP’li iken Ak Parti’nin milletvekilleri ise Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın şapkadan tavşan çıkarmasını beklemekle meşgullerdi.

Bir dakikalık tefekkür bin yıllık nafile ibadetten yeğdir ağalar!